Safra kesesi taşları, safra kesesinin en sık görülen hastalığıdır. Bunlar kolestrol ve bilirubin içerikli olmasına göre kolestrol taşları ve bilirubin taşları olarak adlandırılır.En sık görülen taşlar kolestrol taşlarıdır. Yaş ilerledikçe taş oluşma riski artar; ayrıca kadınlarda bu hastalık daha sık görülür. Safra kesesi taşlarının en sık neden olduğu şikayet karın ağrısıdır. Ağrı karnın sağ üst tarafından hissedilir ve sırta doğru yansır. Ağrı gelip gidici şekilde olabiliceği gibi iltihaplı durumlarda sürekli ve şiddetlidir.Bunun yanı sıra bulantı, kusma, safra yolunda tıkanıklığa neden olursa sarılık, iltihap varsa ateş gibi şikayetlere de neden olabilir. Klinik bulgular ve fizik muayenede safra kesesi taşı düşünülen hastalarda tanı radyolojik olarak konulur.Bu hastalarda en değerli tanı yöntemi karın ultrasonografisidir.Tıkanma sarılığı olan komplike olgularda MR/MRCP ve ECP tetkikleri de yapılabilir. Safra kesesi taşları sessiz kalabiliceği gibi bazı komplikasyonlara (istenmeyen olumsuz sonuçlara) neden olabilir.
Safra kesesi taşları ağrı gibi şikayetlerin yanı sıra şu komplikasyonlara neden olabilir;
* Akut kolesistit: Safra kesesinin iltihaplanması
* Safra kesesinin perforasyonu: Safra kesesinin iltihaba bağlı delinmesi
* Tıkanma sarılığı: Safra kesesi içindeki taşlar ana
kanala düşüp tıkanmaya neden olabiliceği gibi büyük safra kesesi taşları
ana kanala dışarıdan baskı yapabilir.
* Akut pankreatit: Pankreasın akut iltihabı. Safra kesesi
taşlarının en korkulan komplikasyonlardan biridir, şiddetli olan
tipinde ölüme kadar gidebilen komplikasyonlar görülmektedir. Türkiye ve
Türkiye’nin çevre coğrafyasında akut pankreatitin en sık nedeni safra
taşıdır.
* Safra kesesi kanseri: Safra kesesi kanserinin iyi
bilinen risk faktörlerinden biri sara kesesi taşlarıdır. Şikayetlere
veya komplikasyonlara neden olmuş safra kesesi taşlarının tedavisi kesin
olarak kolesistektomidir.
Kolesistektomi günümüzde lapaoskopik olarak gerçekleşmektedir. Laparoskopik deneyimli cerrahlar tarafından açık cerrahi kadar başarıyla uygulanmaktadır. Bu ameliyat gebelerde (tercihen 2. trimestrde), çocuklarda, daha önce karın ameliyatı olmuş hastalarda vs. her türlü hasta grubunda uygulanabilmektedir. Sessiz safra kesesi taşları, yani şikayet oluşturmamış safra kesesi taşlarında tedavi tartışmalıdır.Taşların toplumda çok sık görülür olması, dünyada en çok yapılan ameliyat olması sesiz taşların takip edilebileceği görüşünü doğurmuştur. Bununla birlikte hastalığın akut pankreatit ve safra kesesi kanseri gibi ölümcül olabilen, tıkanma sarılığı, safra kesesi perforasyonu gibi çok ağır klinik tablolara neden olabilen komplikasyonları vardır. Sessiz taşlarda kararı hasta ve hekim birlikte vermelidir. Hekmin bu durumda hastaya getireceği tüm riskleri iyi anlatması gerekmektedir.
Safra kesesinin akut iltihabı) Akut kolesistit afra kesesinin akut iltihabıdır. Burada gelişen enfeksiyon sonucu safra kesesi duvarında kalınlaşma, ödem oluşur. Hastaların büyük çoğunluğunda neden safra kesesi taşlarıdır. Buna karşın safra kesesi taşı olmadan da akut kolesistit olabilir ancak istisnai bir durumdur.
Genel vücut direnci düşen bazı hastalarda (yandaş ağır hastalıkları olanlar, immunsupressif tedavi alanlar, kanser tedavisi görenler, ileri yaş vs) taş olmadan da akut kolesistit görülebilir. Hastalığın belirtileri karnın sağ üst tarafında, sırta vuran, şiddetli karın ağrısı, bulantı, kusma ve ateştir. Muayenede bu bölgede hassasiyet görülür. Nadiren sarılık da görülebilir.
Akut kolesistit acil ve ciddi bir durumdur ve hastalar hastaneye yatırılmalıdır. Hastalığın ideal tedavisi laparoskopik kolesistektomidir. Cerrahi tedaviye ilave olaak geniş spektrumlu antibiyotikler verilir. Bazı cerrahlar erken dönemde ( hastalığın ilk birkaç günü içinde) başvurmamış hastalarda antibiyotik tedavisi uygulamayı ve ameliyatı 4-6 hasta sonraya ertelemeyi önermektedir. Bu yaklaşım riskli hastalarda uygulanabilir.
Ancak ameliyatı tolere edebileceği düşünülen hastalarda ilk yatış döneminde ameliyat daha uygun bir seçenektir. Bunun nedeni, ertelenen ameliyat nedeniyle ara dönemde komplikasyonların görülebileceği ve hastaların ikinci bir risk altına gireceği gerçeğidir. Safra yolu kistleri Safra yolu kistleri ana safra kanalları veya karaciğer içindeki safra kanallarının anormal genişlemeleriyle giden bir hastalıktır. Bu kistler koledok kisti olarak da adlandırılır.
Gerçek nedeni bilinmeyen safra yolu kistlerinin hem doğumsal hem de edinsel olabiliceğini gösteren bulgular vardır. Safra yolu kistlerinin farklı tipleri vardır. Bu tipler arasında ana safra kanalını tutan genişleme en sık görülen tiptir. Safra yolu kistleri safra yolu iltihabı (kolanjit), safra yolu tıkanıklığı, karaciğer apsesi, ateş gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Tanı için ultrasonografi, MRCP, ERCP ve bilgisayarlı tomografi gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Safra yolu kistlerinin en sık görülen tipinde kanserleşme riski vardır ve bu nedenle kistin tamamının çıkarılması önem taşır. Bu hastalarda safra kanalının tamamının ve safra kesesinin çıkarılması ve safra akışı için ince bağırsağa yeni bir yol yapılması gereklidir.
Karaciğerin içinde yer alan safra kistlerinde karaciğer hastalıklı bölümün çıkarılması tedaviyi sağlamaktadır. Safra kesesi kanseri Safra kesesi duvarından kaynaklanan kötü huylu tümörler safra kesesi kanseridir. Biyolojik olarak agresif tümörlerdir. Hastalığın risk faktörleri arasında safra kesesi taşları, polipler, porselen kese, obezite ve nitrozamin gibi bazı kimyasallar yer alır. Safra kesesi kanserinin en sık görülen belirtileri sarılık ve karın ağrısıdır. Hastalığın tanısı için bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemlerinden yararlanır. Bununla birlikte bazı tümör belirteçleri, ERCP, perkütan kolanjiyografi de tanıda bazen tedaviye yararlıdır. Safra kesesi kanserinin kesin tedavisi cerrahidir.
Yapılacak ameliyatın genişliğini hastalığın evresi belirler. T1 evre tümörlerde yalnızca safra kesesinin çıkarılması yeterlidir. Buna karşın safra kesesi duvarında kanserin duvar boyunca ilerlediği ve çevre organlara veya karaciğerlerin sağ bölümünün geniş bir şekilde çıkarılması geekmektedir.
Bu ameliyatlarda geniş lenf düğümü temizliği yapılır. Ameliyat edilemeyecek derecede ileri evre hastalığı olanlarda sarılık ve ağrıyı dindiricek bazı endoskopik işlemler, ağrı tedavisi, perkütan drenaj (radyolojik girişim) yapılabilir.